Gevher Nesibe
Şu Kayseri şehrinde
Yıllardır bir hüzün yaşar
Adı Gevher Nesibe
Hep çığlık çığlığa ağlar
Sırf sönsün diye kor ateşi
Koca Erciyes beyaza bürünür
Öylesine büyük ki derdi
Avunmaz Gevher Nesibe
Tarifsiz acılara gömülür
Adı büyük, yüreği büyük
Babası sultan, abisi sultan
Saltanat dediğin boş bir yük
Geçmiş paradan puldan
Bir askere sevdalanmış
Öylesine sıradan birisi
Yüreğine sarıp sarmalamış
Rivayet budur ya
Abisi aşkını hor görmüş
Geri gelmez de unutur diye
Adamcağızı yollamış sefere
Seferden yaralı dönmüş asker
Pek sonra da ölmüş
Gevher Nesibe’nin bağrına
Cayır cayır ateş düşmüş
Verem olmuş derdinden
Hem de göz göre göre
Bütün ciğerleri dağlanmış
Sultan desen pişman olmuş
Olmuş olmasına ama
Zavallı kıza çare kalmamış
Abisinden son bir şey istemiş
Güç bela demiş ki sultana
Bir hastane yap benim adıma
Malım mülküm, ne varsa elimde
Al hepsini bir kalemde harca
Şu benim yaram belki onulmaz
Eğer bu dediğimi yaparsan
Dilerim Allah’tan şifasız kalmaz
Her kim varsa cümle gariban
Sultan hastaneyi yaptırmış
Ecel beklememiş o kadar
Gevher Nesibe’yi almış
O günden beri dua alır iki âşık
Hasretle kavuşmayı bekler
Kayseri toprağında bakışıp
Akın KORKMAZ